Kişisel tatmin basitliğin sonsuz mutluluğudur. “Ne şanslısınız” demiş bir keresinde Michelangelo, “siz kendi çirkin karalamalarınızdan memnun olanlar, ne şanslısınız. Ben ise yaptığım hiçbir resimle tatmin olamıyorum.”
Dante’nin nükteli bir sözü her zaman hoşuma gitmiştir. Bir keresinde büyük patronu Medici, kılık değiştirerek karnaval kalabalığının içinde Dante’yi arıyormuş. Onu arayan tüm yardımcılarına, insanlara şunu sormalarını söylemiş: “iyiliğin ne olduğunu kim bilir?” Yalnızca biri bilgece cevap vermiş: “Kötülüğün ne olduğunu bilen.” O zaman o kişinin Dante olduğunu anlamışlar. Ne harika bir söz!

Mutluluğu bilmek için de tersini bilmek gerekir. Yalnızca aç biri yemeğinin, susuz biri suyun, yorgun biri dinlenmenin tadını çıkarabilir. Uzun bir barış döneminin en çok kıymetini bilenler savaşın sefaletini yaşamış olanlardır. En iyi zengin olma yolunu önceden fakir olan bilir. Özgürlüğün en çok tadını çıkaran en çok hapse girendir. Gemisi batan kişi limanı, sürgün edilen kimse ülkesini, mutsuz olan mutluluğu en iyi bilendir. Çoğu insan iyi özelliklerinin tadını çıkaramaz çünkü kötüleri henüz görmemiştir. Bu yüzden de ben derim ki mutlu olan kişi önceden mutsuz olandır.
Kategoriler:Hayat